Yağ enjeksiyonu, vücut şekillendirmede hem estetik hem de biyolojik avantajlar sunan modern bir uygulamadır. Bu yöntemde, kişinin kendi vücudundan alınan yağ hücreleri, doğal bir dolgu maddesi gibi yeniden değerlendirilir. Cilt altındaki hacim eksikliklerinin giderilmesiyle birlikte dokuların canlılığı da desteklenmiş olur. Yağ hücrelerinin içeriğinde bulunan kök hücreler, uygulama yapılan bölgede gençleştirici bir etki yaratabilir. Bu yönüyle işlem, görsel bir iyileşme sağlar ve cilt kalitesinin artmasına katkıda bulunur. Yüz, kalça ve meme gibi bölgelere uygulanabilen yağ enjeksiyonu, yapay maddeler yerine doğal yöntemleri tercih eden kişiler için ideal bir çözümdür.
Yağ enjeksiyonu, kişinin kendi vücudundan alınan yağ dokularının, hacim kaybı yaşanan bölgelere enjekte edilmesiyle gerçekleştirilen estetik bir işlemdir. “Lipofilling” ya da “yağ transferi” olarak da bilinen yöntem, hem doğal dolgunluk sağlamak hem de doku yenilenmesini desteklemek amacıyla tercih edilir. Özellikle yüz, popo, meme gibi bölgelerde estetik görünümü iyileştirmek ve simetrik oranlar elde etmek için uygulanır.
Yağ hücreleri genellikle karın, basen veya uyluk gibi alanlardan alınır. Özel işlemlerle saflaştırıldıktan sonra transfer edilir. Enjekte edilen yağ hücrelerinin canlı kalması durumunda kalıcılık uzun vadede korunabilir. Yağ enjeksiyonu yöntemi, dolgu maddelerine karşı hassasiyeti olan kişiler için güvenli bir alternatif oluşturur.
Estetik cerrahi alanında uluslararası sağlık hizmeti sunan MayClinik, yağ enjeksiyonu uygulamalarında kişiye özel planlamalar yaparak doğal, uyumlu ve estetik sonuçlara ulaşmayı hedefler. Kendi dokunuzla şekillendirme sağlayan işlem, vücudunuzla tam uyum içinde ilerler.
Yağ enjeksiyonu işlemi, üç temel aşamada tamamlanır. Bunlar yağ alma, saflaştırma ve transferdir. İlk adımda, vücudun yağ hücresi bakımından zengin bölgelerinden – genellikle karın, bel veya uyluk – liposuction tekniğiyle yağ toplanır. İşlem sırasında yağın zarar görmemesi için düşük basınçlı özel kanüller tercih edilir.
Elde edilen yağ, ikinci aşamada santrifüj ya da filtrasyon gibi yöntemlerle arındırılır. Saflaştırma işlemi ile yalnızca canlı ve kullanılabilir yağ hücreleri ayrılır. Hazırlanan doku, enjeksiyon için uygun kıvama getirildikten sonra hedef bölgeye dikkatle uygulanır.
İnce kanüller aracılığıyla yapılan yağ transferi, hacim kazandırılmak istenen alanda doğal bir görünüm oluşturur. İşlem lokal anestezi veya sedasyon altında gerçekleştirilerek hastanın konforu korunur. Uygulama süresi, yapılacak bölge sayısına göre değişiklik gösterebilir. Elde edilen sonuç, zamanla daha belirgin hâle gelir ve doğal dokularla uyumlu bir görünüm sağlar.
2-5 Saat
5-7 Gün
8 Gün
Yağ enjeksiyonu, estetik ve onarıcı amaçlarla tercih edilen bir yöntemdir. Vücutta zamanla oluşan hacim kayıpları, yaşlanma, kilo değişimleri veya genetik faktörlere bağlı şekil bozukluklarını düzeltmek için yağ enjeksiyonu yapılabilir. Özellikle yüz bölgesinde meydana gelen çöküklükler, elmacık kemiklerinde belirginlik kaybı, kişinin daha yorgun veya yaşlı görünmesine yol açabilir. Yağ enjeksiyonu, bu görüntüyü düzeltmek için doğal ve kalıcı bir çözüm sunar.
Aynı zamanda meme ve popo gibi bölgelerde dolgunluk sağlamak ya da kontür hatlarını belirginleştirmek amacıyla da uygulanabilir. Doğal doku desteği sağlaması ve vücutla uyumlu olması sayesinde sentetik dolgu alternatiflerine göre daha çok tercih edilir. Cilt altına enjekte edilen yağ, bulunduğu bölgede kolajen üretimini destekleyerek cilt kalitesinde artış sağlayabilir. Hacim kazandırma ve cildin genel görünümünde canlılık sağlama gibi çok yönlü etkiler, yağ enjeksiyonunu estetik dünyasında özel kılar.
Yağ enjeksiyonu, vücudunun belirli bölgelerinde hacim kaybı yaşayan ve bu durumdan estetik olarak rahatsızlık duyan bireyler için uygun bir seçenektir. Özellikle yüz hatlarında belirginlik kaybı olan, elmacık kemiği gibi alanlarda dolgunluk isteyen kişiler bu yönteme sıklıkla başvurur. Aynı zamanda memede simetri bozuklukları, hafif hacim eksiklikleri veya daha dengeli bir görünüm hedefleyenler için de tercih edilebilecek bir uygulamadır.
Yağ enjeksiyonu yaptırmak için vücutta yeterli miktarda yağ dokusuna sahip olmak gerekir. Genellikle karın, bel ya da uyluk gibi bölgelerden alınan yağ dokusu, estetik açıdan iyileştirme yapılacak alana aktarılır. Aşırı zayıf bireylerde yeterli yağ bulunamayacağı için alternatif yöntemler değerlendirilmelidir. Hamilelik, emzirme dönemi veya aktif enfeksiyon gibi durumlar yağ enjeksiyonu için uygun zamanlar değildir.
Yağ enjeksiyonu işleminin maliyeti, birçok farklı unsura bağlı olarak değişkenlik gösterir. Uygulama yapılacak alanın genişliği, enjeksiyonun tek seans mı yoksa çoklu seanslar hâlinde mi planlandığı ve kullanılan teknikler bu konuda belirleyici olur. Yağ enjeksiyonunun farklı estetik işlemlerle kombine edilmesi toplam maliyeti etkileyebilir.
Ayrıca işlemin yapılacağı kliniğin donanımı, uzman hekimin deneyimi ve operasyonun gerçekleştirileceği şehir gibi faktörler de fiyat üzerinde doğrudan rol oynar. Özellikle estetik uygulamalarda kişiye özel planlamalar yapıldığından her birey için farklı bir bütçe belirlenir. Bu nedenle sabit bir tutardan söz etmek mümkün değildir. Sağlık ve estetik hedeflerine uygun, güvenilir bir merkezde danışmanlık almak en doğru fiyat bilgisini edinmeyi sağlar.
Yağ enjeksiyonu sonrasında uygulama yapılan bölgede hafif morluk ve şişlik oluşması son derece doğaldır. Bu durum, vücudun dokuya adapte olma sürecinin bir parçasıdır. Enjekte edilen yağ hücrelerinin çevre dokularla uyum sağlaması ve iyileşme sürecinin başlamasıyla birlikte bu etkiler giderek azalır. Belirgin şişlikler ve morluklar, genellikle birkaç gün ila bir hafta içinde gözle görülür şekilde geriler. Bazı kişilerde bu süre birkaç haftayı bulabilir. Vücudun iyileşme süresi; uygulama bölgesi, yağ miktarı, kişinin cilt yapısı ve metabolizması gibi bireysel faktörlere göre değişiklik gösterebilir. Uygulama sonrasında doktor önerilerine uyulması, ödem oluşumunu azaltan soğuk kompres uygulamaları ve yatış pozisyonlarına dikkat edilmesi, bu tür geçici etkilerin daha hızlı şekilde ortadan kalkmasına yardımcı olur.
Yağ enjeksiyonu işlemi sırasında lokal ya da genel anestezi uygulandığı için hasta ağrı hissetmez. Uygulama süreci tamamen konforlu ve kontrollü bir ortamda gerçekleşir. Yağ alınacak bölge ve enjekte edilecek alanlara göre anestezi yöntemi belirlenir. İşlem sonrası dönemde ise hafif düzeyde ağrı ya da hassasiyet hissedilebilir. Bu ağrılar genellikle birkaç gün içinde azalır ve basit ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilir. Uygulama yapılan alanlarda gerginlik ya da dolgunluk hissi oluşması da normaldir. Özellikle ilk birkaç gün içinde dinlenmeye özen göstermek, vücuda uyum süreci için zaman tanımak bu hisleri en aza indirir. Klinik ortamda, deneyimli bir hekim tarafından yapılan yağ enjeksiyonlarında ağrı düzeyi minimum seviyededir. Süreç boyunca hasta memnuniyeti ve konforu ön planda tutulur. Bu nedenle işlem genel olarak tolere edilebilir ve iyileşme süreci kolay geçen bir uygulama olarak değerlendirilir.
Yağ enjeksiyonu sırasında aktarılan hücreler, hedeflenen bölgede özel tekniklerle eşit şekilde dağıtılır. Uygulanan teknik, yağın doku içine kontrollü ve katmanlı biçimde enjekte edilmesini sağlar. Böylece yağın başka bölgelere dağılması ya da istenmeyen şekil bozukluklarına yol açması engellenir. Deneyimli hekimler tarafından gerçekleştirilen uygulamalarda bu tür riskler çok düşüktür. Enjekte edilen yağın bir kısmı vücut tarafından doğal yollarla emilse de kalan miktar bulunduğu bölgede canlılığını korur ve dokuya entegre olur. İşlem sonrası dönemde çok yoğun fiziksel aktivite ya da baskıya maruz kalma gibi durumlar, yağ hücrelerinin yer değiştirme olasılığını artırabilir. Bu nedenle iyileşme sürecinde verilen önerilere dikkat edilmesi önemlidir. Doğru teknikle uygulandığında yağ hücreleri hedef bölgede kalıcı hâle gelir ve başka bir alana yayılmaları beklenmez.
Yağ enjeksiyonu genellikle tek seanslık bir işlemdir. Ancak her bireyin vücut yapısı ve yağın tutunma oranı farklı olduğundan, bazı durumlarda ikinci bir uygulama gerekebilir. İlk enjeksiyonda vücuda aktarılan yağ hücrelerinin yaklaşık %40-60’ı kalıcı olur. Bu oran, kişinin metabolizması, uygulama yapılan bölge, yağın hazırlanma yöntemi ve hekimin tekniğine bağlı olarak değişir. Hedeflenen hacim elde edilemez veya zamanla hacim kaybı yaşanırsa, işlem 6 ay ila 1 yıl sonra tekrarlanabilir. Özellikle yüz ve meme bölgesi gibi mimik veya hareketle şekil değiştiren alanlarda ikinci bir seans gerekebilir. Bazı kişilerde ise ilk işlem yeterli olur ve tekrar ihtiyaç duyulmaz. Kalıcılığı artırmak adına uygulama sonrası dönemde önerilere uyulması, dokunun yağ hücrelerini daha iyi kabul etmesini sağlar.
Yağ enjeksiyonu, cilt yüzeyinde gözle fark edilmeyecek kadar küçük deliklerden mikro kanüller yardımıyla yapılan bir uygulamadır. İşlem sırasında herhangi bir büyük kesi yapılmadığı için klasik cerrahi müdahalelerde görülen belirgin izler oluşmaz. Yağ alma ve enjeksiyon bölgelerinde birkaç milimetrelik giriş yerleri bulunur. Bu alanlar genellikle çok hızlı iyileşir ve zamanla cilt rengini alarak görünmez hâle gelir. Prosedür deneyimli cerrahlar tarafından uygulandığında, izler neredeyse fark edilmez. Bazı kişilerde cilt yapısına bağlı olarak hafif kızarıklık ya da renk farkı bir süre devam edebilir. Ancak bu da geçici bir durumdur. İşlem sonrası bakımın doğru yapılması ve güneşten korunma gibi önlemler, iz riskini azaltır. Dolayısıyla yağ enjeksiyonu sonrası kalıcı ve estetik açıdan rahatsız edici bir iz kalması beklenmez.
Levent Mah. Altzeren Sok. No:8 Beşiktaş / İstanbul